5 Aralık 2017 Salı

Mülteciler umurumuzda mı? Kıbrıs Gazetesi Eylül / 2017
Kıbrıs açıklarında geçtiğimiz haftalarda kurtarılan mülteciler, Kokkinotrimithia Mülteci Kampı’na götürülmüş ve Suriyeli Ammar Hammasho burada ailesiyle buluşmuştu. Kıbrıs’a bir yıl önce gelen Hammasho’nun dikenli tellerin arkasında küçük oğlunu öpmesi ve sarılmaya çalışması hepimizi duygulandırmıştı. Bu kare, yaşanan insanlık dramını bir kez daha hatırlatırken, mülteciler konusunda neredeyiz sorusunu da beraberinde getiriyor.
Her yıl 21 Eylül’de Uluslararası Barış Günü kutlanıyor. Bu yılın teması ise “Barış için birlikte: Herkes için Saygı, Güvenlik ve Haysiyet olarak belirlendi. Temanın odak noktasında ise göçmenler ve mültecilere destek olunması için toplumların harekete geçirilmesi bulunuyor.
Doğru şeyi yapma niyetiniz varsa gerekçe aranmaz
BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Kıbrıs Temsilcisi Damtew Dessalegne’nin haziran ayında Mülteciler Günü nedeniyle düzenlediği basın toplantısına katılmıştım. Dessalegne, “Yasal düzenleme olmaması, mültecilere yardımcı olmamaya gerekçe değildir; doğru şeyi yapma niyetiniz varsa yasal düzenlemeye gerek yoktur” mesajını vermişti.
Yani anlayana. Biliyorsunuz buralarda, bir şey yapmak istenmediğinde siyasi tanınmamışlığın arkasına saklananlar var. Ancak bu bir insan hakları konusudur ve yan çizmek öyle kolay değil.
Kuzey Kıbrıs’a gelen mültecilerin çok küçük bir oranı burada kalıyor. Mültecilerin sayısı haziran ayı itibarıyla 86 civarında ve bu rakamın çoğunluğunu Suriye, Filistin ve Irak’tan gelenler oluşturuyor.
Mültecilerle ilgili yasal mevzuat yok fakat yasal düzenlemesi bulunmayan pek çok ülke, bugün mülteci kabul edebiliyor. Dessalege’nin de dediği gibi “mülteci konusunda en önemli şey insanlıktır”.
Mülteciler için yasa olmadan da daha iyi bir sistem geliştirilebilir ve toplumun da buna karşı çıkacağını pek sanmıyorum. Özetle istense bizde de mülteciler için “sosyal devlet anlayışı” içinde çok daha fazla şey yapılabilir.
Bir arpa boyu yol gidilmedi
Ülkemize sığınmak isteyen mültecilerin tutuklanması, geri çevrilmesi, ülkeye sokulmayarak limandan geri gönderilmesi bir insan hakkı ihlalidir. Ülkesindeki işkence veya ölüm tehlikesinden kaçarak, ülkemize sığınmak isteyen mültecilerin, uluslararası çağdaş mülteci hakları çerçevesinde belirli korunma hakları var.
Mülteci Hakları Derneği tarafından geçtiğimiz yıllarda mültecilerle ilgili yasa ve tüzük tasarıları hazırlanmıştı. Tasarılar, mevcut Muhaceret Yasası’ndaki mültecilerle ilgili düzenlemeleri kapsıyordu. Değişiklik önerileri, Meclis Hukuk ve Siyasi İşler Komitesi’nde uzun zaman bekletildi, ardından da unutuldu.
Bu tasarılarda, bir kişinin zulme, ölüme, işkenceye uğrayacağı yere geri gönderilmemesi ve bunun tanınması için bir madde bulunuyordu. Bu maddede, Mülteciler Sözleşmesi tahtında mülteciler nedir ve diğer sorumlu olunan uluslararası hukuk kuralları altında geri göndermeme yasağının kimlere uygulandığı düzenlenmişti.
Bu haklar düzenlenirken, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği tarafından KKTC’de kaydedilmiş mültecilere uygulamada tanınan haklar temel alınmıştı. Geçen zaman içinde diğer insani konularda olduğu gibi bu konuda da pek bir adım atılmadı.
Savaşlar ve buna bağlı zorunlu göçler, içinde bulunduğumuz coğrafyada hiç bitmiyor. Canını kurtarmak için ölümü göze alan bu insanlara yardım etmek bir insanlık görevi. Toplum olarak bu konuda hassasız fakat iş yasal boşlukları doldurmaya geldiğinde her nedense savsaklıyoruz. Toplumun bazı insani değerleri halen koruduğunu, kaybetmediğini düşünüyorum. Önemli olan karar vericilerin de insani değerleri daha çok göz önünde tutması; insanlıkla siyaseti karıştırmaması…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder