11 Aralık 2017 Pazartesi

İnsan hakları mı? O da ne?

Hep evimizi düzenleyelim, toparlayalım” deniyor. Peki, budoğrultuda hareket etmeye çalışırken, özeleştiri yapabiliyor muyuz? 10 Aralık İnsan Hakları Günü’ydü. Birkaç mesaj yayınlandı, o kadar. Kimse, ülkemizdeki insan haklarının ne durumda olduğunu irdelemek istemedi. Kıbrıslı Türklereyapılan insan hakları ihlalleri dile getirildi ancak her nedense bizim hangi konularda, kimlere ne gibi ihlaller yaptığımız düşünülmedi.

Ülkede insan hakları ihlalinin gözümüze soka soka yapıldığı iki durum var. Biri, yabancı öğrencilerin sömürüsü, diğeri de bize sığınmak zorunda kalan mülteciler. Bir de ABD’nin her yıl yayınladığı İnsan Ticareti Raporu’na yansıyan, seks işçileri veya bizimkilerin tabiriyle “konsomatrislerin olduğu, bir arpa boyu yol alamadığımız durum var. 

Ekonominin en önemli lokomotiflerinden biri kabul edilen üniversitelerimize pek çok ülkeden öğrenciler geliyor. Her ne kadar üniversite sayılarını artırıp, kaliteyi düşürüp, bu sektörü kaybetmeye başlamışsak da halen yabancı öğrencilerintercihleri arasındayızÖzellikle Afrika kökenli öğrencilerinçoğunluğu, Kuzey Kıbrıs’a gelirken neyle karşılaşacaklarını bilmiyor. Hatta son dönemde gazetelerde yer alan haberlerebakıldığında bu öğrenciler tacize, tecavüze uğruyor, okul parasını ödemek için fuhuş yapmaya zorlanıyor. Bunlar çok ciddi olaylar ve titizlikle araştırılıp gereğinin yapılması gerekiyor.

Nitekim yaz aylarında, Zimbabwe basınında Kuzey Kıbrıs’a eğitim almak için gelen ancak vaat edilen bursları sahte çıkan Afrikalı öğrencilerin “fuhuşa ve uyuşturucuya sürüklendiği” iddiası gündeme gelmişti. Bu iddialar üzerine Zimbabweli yükseköğretimle ilgili denetçi Prof. Dr. Ngara’nınülkeye gelip araştırmalarda bulunacağı bildirilmiştiProf NgaraKuzey Kıbrıs’a gelerek araştırma yapabildi mi? Bu araştırmanın sonuçları ne oldu

Görmezden gelmeye çalıştığımız bir diğer mesele de mülteciler. Ülkelerindeki savaştan kaçarak, canları kurtarmaya çalışan ve bu uğurda tehlikeli yolculuğa çıkıp bir şekilde kıyılarımıza ulaşan mültecilerin tutuklanarak gönderilmesiinsan hakları ihlali değildir de nedir? Buna konuda kılını kıpırdatamayan siyasilermültecilerle ilgili gereken yasal altyapıyı oluşturmada başarısız kaldı.

Ülkesindeki işkence veya ölüm tehlikesinden kaçarak, ülkemize sığınmak isteyen mültecilerin, uluslararası çağdaş mülteci hakları çerçevesinde belirli korunma hakları var. Ancak geçtiğimiz yıllarda mültecilerle ilgili Mülteci Hakları Derneği tarafından hazırlanan tasarı, Meclisgitmesine gitti ama nasıl olduysa Meclis Komitesi’nin gündeminden kalkıverdi.

Peki, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Maronit toplumunun haklarınıne kadar gözetiyoruz ? Kuzeydeki köyünüze geri dönün çağrısı yapıldı ancak uygulamada buna ne kadar hazırız veya bu çağrıda ne kadar samimiyiz

Maronitlerin Kuzey Kıbrıs’taki köylerine dönmeleri halinde,burada ikamet edecek olanların yasal statüleri noktasında sıkıntı var. Kıbrıs Türk tarafının Maronit açılımı önemli ama köylerine yerleşecek Maronitlerin statüsü, halen Kormacit’teyaşayanların statüsüyle aynı mı olacak? Yoksa tam vatandaşlık statüsüne mi haiz olacaklar?
Şu anda Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Maronitlerin vatandaşlık hakları yok ancak yabancılara tanınmayan sürekli ikamet hakkı gibi bir hakka sahipler. Bu da onları yarı vatandaş gibi tuhaf bir statüye sokuyor.
Maronitler, birçok vatandaşlık hakkından mahrum. Cumhurbaşkanlığı, belediye ve meclis seçimlerine, ne seçmenne de aday olarak katılabiliyorlar. Sadece 2005’ten bu yana Kormacit’teki muhtarlarını seçebiliyorlar.
Tüm bunlara baktığımızda, ülkemizdeki insan haklarında daha gidilecek uzun bir yolumuz var gibi görünüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder