5 Aralık 2017 Salı

BM parametrelerinden ayrılmak kolay mı?  Kıbrıs Gazetesi/ Temmuz 2017


Kıbrıs müzakerelerin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Türkiye, resmi olarak BM parametreleri ile çözüm aranamayacağını ilan etti. 50 yıllık müzakereler sonucu belirlenen BM parametrelerini, garantör olan bir tarafın isteğiyle terk etmek mümkün mü?


Bu parametreler, BM Güvenlik Konseyi kararlarında yer alıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin Kıbrıs’la ilgili kararlarının kaldırılması için 5 daimi üyenin kararı gerekiyor. 1999 yılında verilen 1251 sayılı BM Güvenlik Konseyi kararına, BM raporlarında yılda iki kez atıf yapılıyor. Yani Kıbrıs’ta çözüm parametreleri, iki toplumlu iki bölgeli federasyon, siyasi eşit, tek egemenlik, tek vatandaşlık, tek uluslararası kimlik olarak vurgulanıyor.
En etkili Güvenlik Konseyi Daimi Üye ülkesi Amerika, Kıbrıs Konferansı ardından yaptığı açıklamada “ABD, tüm Kıbrıslıların yararına olacak şekilde, adanın iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyon olarak yeniden birleşmesi çabalarına destek vermeye devam edecektir” diyor. Özetle, BM parametrelerinin yer aldığı bir çözüme desteğini vurguluyor. Diğer geriye kalan daimi ülkelerden de bu yönde henüz net bir açıklama gelmedi. Bunun için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in 19 Temmuz’da yayınlayacağı rapor bekleniyor.
Ancak hem garantör hem de Güvenlik Konseyi daimi üye ülkesi olan İngiltere’nin, Crans- Montana öncesi 2008 yılında Talat- Hristofyas görüşmeleriyle başlayan bu sürecin olumlu ya da olumsuz bir şekilde nihayete erdirilmesi gerektiği görüşünü benimsediği biliniyor. Dolaysıyla İngiltere’nin Mont Pelerin’le başlayan ve Crans- Monta’da sonuçlanan süreçte, özellikle garantörler üzerinde oynadığı aktif role yakından bakarsak, ortadaki bu başarısızlık üzerine belki de Kıbrıs sorununda farklı bir yol izlenmesinin değerlendirebileceği noktasına varabiliriz.
Rum tarafında ise Türkiye’nin BM kriterleri içinde çözüm bulunmayacağı açıklaması ve BM Genel Sekreteri’nin başarısızlığı açıkladığı kısa konuşmasında ilk kez “kuzey ve güney” kelimelerini telaffuz etmesi, tehlike çanlarının çalınmaya başladığı yorumlarına yol açtı. Rum lider Nikos Anastasiadis ise halen birtakım şartlar koşarak, “BM parametrelerinde çözüme hazırım” diyor.
BM parametreleri ile ilgili İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ise geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabında, “BM parametrelerinde çözüm olamaz yaklaşımı çok tehlikeli. Tersine, BM parametrelerine daha fazla sahip çıkmalıyız. Kıbrıslı Türklerin tek zırhı bu” ifadelerini içeren uyarı niteliğinde bir paylaşımda bulundu.
Kıbrıs Türk partilerinden CTP ve TDP BM parametrelerinde bir çözümü desteklerden, hükümet ortakları farklı düşünüyor.
“Artık BM parametrelerinde çözüm aranamaz” demek, bir BM parametresi olarak yıllardır kabul edilen federal çözümden vazgeçilmesi anlamını taşımaktadır. Bazı siyasiler tarafından destek bulan bu görüş, Kadife Boşanma yönünde yapılan çağrılara da beraberinde getiriyor. Yani bu kez ayrılık için mi müzakere hazırlıkları yapılmaya başlanacak? Toplumlar buna razı mıdır? Kadife Boşanma Kıbrıs örneğinde mümkün müdür? Yoksa Parça Çözüm daha mı gerçekçidir?
Kadife Boşanma nedir?
1988 yılında Doğu Bloku’nun çözülmeye başlaması ile birlikte Çekoslovakya’da başlayan hareketler, 28 Kasım’da Kadife Devrim’le sonuçlandı. Çek ve Slovakların çoğunluğu, ülkenin ayrılmasını istemiyordu. Ancak gelişmeler ayrılığı beraberinde getirdi.1 Ocak 1993’ten itibaren iki ayrı ülke statüsü ortaya çıktı.
Ülkenin toprakları bir yasayla paylaşıldı. Bu noktada da pek bir sorun yaşanmadı. Malların paylaşımında ise 2’ye 1 oranı kabul edildi. Her iki ülke arasında serbest geçişe izin verildi. Ancak 2004 yılında her iki ülke AB’ne girince, ayrılmanın da anlamı bir şekilde ortadan kalkmış oldu. Buna rağmen, iki ayrı idari yapı varlığını sürdürmeye devam etti.
Kafiye Boşanma, iki devletli çözüm modeline benzerlikler gösteriyor. Bazı çevrelerce Kıbrıs çözümünde alternatif bir seçenek olarak değerlendiriliyor.
İki tarafın dostça, birleşme için değil, ayrılık için anlaşılması, Kıbrıslı Türklere AB içinde özel bir statü verilmesi, bunun karşılığında Kapalı Maraş’ın yasal sahiplerine iadesi şeklinde bir Kadife Boşanma formülü uzun bir dönemdir konuşuluyor.
Tüm bu alternatif tartışmalar, belli ki önümüzdeki günlerde siyasi gündemi meşgul edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder