5 Aralık 2017 Salı


Kıbrıs sorunu Mısır’ın işine mi geliyor? Kıbrıs Gazetesi Haziran/2017


Kıbrıs sorunu ve ada açıklarında bulunan doğalgazın ticaretleştirilmesine yönelik belirsizlik, bölgedeki diğer oyuncuların devreye girmesine zemin hazırlıyor. 


Kıbrıs sorunu ve ada açıklarında bulunan doğalgazın ticaretleştirilmesine yönelik belirsizlik, bölgedeki diğer oyuncuların devreye girmesine zemin hazırlıyor.  Bölgedeki doğalgazın Türkiye’ye borularla aktarılamaması durumunda Mısır, önemli bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. Mısır, yeni keşiflerle birlikte İsrail, Kıbrıs ve Lübnan açıklarındaki doğalgazın değerlendirilmesi şansını yakalarsa Avrupa’nın tedarikçisi olma yönünde önemli bir avantaja sahip olacak. Buradaki tek pürüz ise ülkedeki siyasi istikrar ve buna bağlı olarak pazar güveni.
Güney, pazar güvenini kazanmış durumda
Amerika; İsrail, Lübnan, Mısır ve Yunanistan’ın doğalgaz geliştirme ve araştırma çalışmalarını destekliyor. Bölgedeki doğalgazın sadece Kıbrıs’a değil, komşu ülkelere de refah, ekonomik büyüme getirerek, bu ülkelerdeki istikrara ve güvenliğe yardımcı olabileceği pek çok kez farklı çevrelerce dile getirildi.
Biz beğenelim ya da beğenmeyelim Amerikalı kaynaklar, ada açıklarında bulunan doğalgazla ilgili uluslararası şirketlere verilen lisansları, “pazarın güveninin kazanılması” açısından büyük bir başarı olarak gösteriyor.
Uluslararası şirketlerin, şaibeli hükümet yapısına sahip olan ülkelerden uzak durmayı tercih etmeleri, buna karşılık güneydeki hükümetin istikrarı önemli bir etken olarak kabul ediliyor.
Anlaşma sağlanırsa, doğalgazın taşınması sürdürülebilir olur
Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) tartışmalarıyla ilgili olarak, uluslararası kamuoyu Güney Kıbrıs’ın egemenlik haklarını desteklemeye devam ediyor. Bu destek verilemesine veriliyor fakat Kıbrıs’tan Avrupa’ya doğalgaz taşınmasının Kıbrıs sorunun çözümüyle daha çok yaşayabilir olacağı mesajı da net olarak iletiliyor.
Rum tarafının başını çektiği Lefkoşa-  İsrail -Yunanistan arasındaki East-Med Boru Hattı projesi her ne kadar siyasi olarak desteklense de bunun oldukça karmaşık ve ekonomik açından zor olduğu biliniyor.
Bu projenin şirketler dışında, hükümetlere ait proje olabileceği çünkü hiçbir şirketin bu şartlar altında boru hattı için para vermek istemeyeceği konuşuluyor.
Avrupa pazarında doğalgaz fiyatları ile ilgili önemli değişiklikler yaşandığı için söz konusu boru hattının maliyetinin düşürülmesi gerektiği yönünde bir görüş var. Zaten konuyla ilgili pek çok çalışma da olayın ekonomik boyutunu irdeliyor.
Rum tarafı ise olaya sadece ekonomik değil, özellikle siyasi açıdan yaklaşıyor. Rum hükümeti bu noktada Mısır’la ilişkilerini geliştirmeye çalışıyor. Bunu niye yapıyor? Aslında yanıt gözümüzün önünde. İleride Kıbrıs gazının Mısır pazarına girmesi ve aynı zamanda LNG tesislerini kullanmayı, seçenekleri arasında tutuyor.
Bölgedeki doğalgazla ilgili en akılcı seçeneğin, Türkiye’ye boru hattı döşenmesi olduğu sürekli hatırlatılıyor. Kıbrıs’ta olası bir anlaşma halinde bu boru hattı rahatlıkla döşenebilir. Ancak bunun gerçekleşmemesi durumunda, Rum hükümeti başka seçeneklere de bakıyor ki bu noktada Mısır, çekici bir alternatif olarak ortaya çıkıyor.
Mısır yeniden ihracatçı olabilir
Mısırın, birincil enerji kaynakları tüketimi açısından doğal gaza bağımlılık oranı, yüzde 53 olarak kabul ediliyor. Zohr sahasından üretilecek gazın büyük bir bölümünün, Mısır’ın iç piyasasında tüketileceği beklentisi var. Mısır’da yeni keşfedilecek herhangi bir doğalgaz rezervinin İsrail, Kıbrıs ve Lübnan  doğalgaz arzı ile birlikte değerlendirilmesi durumunda, ülkenin ihracatçı pozisyona geçebileceği düşünülüyor. Bununla birlikte Avrupa’nın önemli LNG tedarikçilerinden biri haline gelebileceğine de işaret ediliyor.
Mısır’daki Arap Gaz Boru Hattı şu anda aktif olarak değerlendirilmiyor. LNG tesislerin ve söz konusu boru hattının aktif kullanımıyla Mısır, doğalgaz ihracatını rahatlıkta hayata geçirilebilecek potansiyele sahip ülke konumuna gelebilir.
Mısır, yeni doğalgaz keşifleri ile İsrail ve Kıbrıs açıklarında bulunan gazın ticarileştirilmesine yönelik sürecin belirsizliğini, kendi açısından avantaj olarak sayıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder