28 Aralık 2011 Çarşamba

YEŞİL HAT TÜZÜĞÜ AY SONU UYGULAMADA

22 HAZİRAN 2004
KIBRIS GAZETESİ
Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasındaki ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü'nün teknik olarak uygulanmasına ay sonu başlanıyor. AB'nin bütçe konularından sorumlu komiserleri Michaele Schreyer ve Markos Kiprianu, KIBRIS'ın bu konudaki sorularını yanıtlarken, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik durumunun iyileştirilmesi için güneyle ticaret ilişkisine sahip olması gerektiğini, AB Komisyonu'nun da bu durumun düzeltilmesi ve uygulamanın yapılabilmesi için yollar aradığını söyledi

Emine DAVUT YİTMEN
Kuzey Kıbrıs ile Güney Kıbrıs arasındaki ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü'nün teknik olarak uygulanmasına ay sonu başlanıyor.
Avrupa Birliği'nin (AB) bütçe konularından sorumlu komiserleri Michaele Schreyer ve Markos Kiprianu, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik durumunun iyileştirilmesi için güneyle ticaret ilişkisine sahip olması gerektiğini, AB Komisyonu'nun da bu durumun düzeltilmesi ve uygulamanın yapılabilmesi için yollar aradığını söyledi.
Schreyer ve Kiprianu konuya ilgili olarak, bu ay sonunda AB Komisyonu'nun karara varacağını belirterek, "Biz, bu uygulamayla kuzeyden güneye olan ürün geçişlerindeki engellerin azalacağını umuyoruz" dedi
Schreyer, AB'nin Kıbrıs'la ilgili başka projeler de hazırladığına dikkat çekerek, bunu ara bölgedeki mayınların temizlenmesi olarak açıkladı.
Türkiye'nin enflasyondan dolayı büyük bir sorunu olduğunu ve bunu yendiğini anlatan Schreyer, sonbaharda AB Komisyonu üyesi Günter Verheugen'in sunacağı raporun, müzakerelerin başlaması yönünde etkili olacağını kaydetti.
Raporun Türkiye için olumlu olup olmayacağı yönünde yorum yapmak istemeyen Schreyer, "Biz pek çok kez demokrasi ve insan hakları yolunda yapılan reformlardan dolayı duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. Kıbrıs konusu da bunda büyük rol oynuyor. Umarım, bu pozisyonu benimser ve adada ileriki aylarda çözüm bulunması yolunda çaba sarf eder" dedi.
Michaele Schreyer ve Markos Kiprianu, KIBRIS'ın sorularını yanıtladı:
Soru: Bize Kıbrıs'a ziyaret nedeninizi açıklar mısınız?
Schreyer: Kıbrıs'ı AB Komisyonu'ndaki meslektaşım ile ziyaret ettiğim için çok mutluyum. Kendisiyle bütçe konuları üzerinde çalışıyoruz. Bu ziyaret, Kıbrıs AB'ye üye olduktan sonra resmi olarak yapılan ilk ziyaret. Kıbrıs'ın üyeliğiyle birlikte AB bütçesi ile ilişkilerinde pek çok değişiklik meydana geldi; çünkü Kıbrıs artık AB bütçesinden sağlanan yardımcı programlara katkı koyan bir ülke konumunda. Kıbrıs'taki ziyaretlerimiz sırasında bütçe ve bunun uygulanma süreci ve değişik programlardaki karar mekanizmaları üzerinde konuştuk.
Soru: Az önce Kıbrıs bütçesi hakkında konuştuğunuzu aktardınız. Kıbrıslı Türklere destek için AB'nin 259 milyon euro ayırdığını biliyoruz. Bu miktar nasıl belirlendi? Bunu yeniden gözden geçirip artırma olanağı var mı?
Schreyer: Bu miktar, Kıbrıs'ta çözüm olması halinde öngörülen bir miktardı. Şu anda adanın kuzeyinde AB müktesebatı yani AB hukuku uygulanmıyor. İçinde bulunduğumuz durumu yeniden değerlendirmek gerekiyor. Referandumdan sonra AB üyesi ülkeler, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişimi yolunda gerekli yardımın yapılmasını istediğini açıkça dile getirdi. Şimdi bunun için en uygun yolun bulunması gerekiyor. Umarım kısa zamanda AB müktesebatı uygulanır. Bu nedenle biz adada yeniden birleşme sürecini destekliyoruz. Zaten bu fonun esas amacı ekonomik gelişimi desteklemek.
Soru: AB müktesebatının uygulanmamasından kaynaklanan sorunu değerlendirdiğinizi söylüyorsunuz . Bize bu konunun ne zaman aşılacağı yolunda bir tarih verebilir misiniz?
Schreyer: Bu kararın, AB hukuku olması lazım. AB Parlamentosu ve AB Komisyonu kararı olması gerekiyor. Şu anda değerlendiriliyor. İleride, bu konuda proje bulunacak ve buna başlanılacak.
Soru: AB'nin 2004 yılındaki bütçesi ne kadar? Bu rakam, yanılmıyorsam 109 trilyon euro... Bu miktar hangi alanlarda kullanılıyor? Güney Kıbrıs'a ayrılan miktar nasıl belirlendi?
Kiprianu: 2004 yılı bütçesi sekiz aylık olarak düzenleniyor. Bu noktada, Kıbrıs'a ayrılan fonlarda azalma oldu. Bu fonların bir kısmı yapısal fonlar. Ancak önemli bir şey var ki o da 2004 yılında bütçe tazminatı kabul edildi. Buna göre, her üye ülke bütçeye katılımcı olarak katıldı; ancak tezat olarak da bunlardan alınan ödemeler sonucu bütçeye, 140 milyon euro civarında bir miktar girdi. Tabii ki Kıbrıs'ın da bu yıldan itibaren AB bütçesinde katılımcı olarak yer alacağını biliyoruz. Buna rağmen, söz konusu miktar 2005 yılından itibaren yükselecek. Şunu kabul etmeliyiz ki tazminat ödeme kararı nedeniyle miktar biraz küçülecek.
Soru: Peki, Kıbrıs'a ayrılan miktar nasıl düzenlendi? Bu yapılırken yapısal iyileştirilmelere de bakılıyor mu?
Kiprianu: Bu iki büyük fonu kapsıyor. Bu fonlar genelde, Kıbrıs'ta az gelişmiş kırsal bölgelerle ayrıldı. Yine ulaşım ve çevre konularında da önemli fonlar bulunuyor. Şunu da hatırlamalıyız ki, Kıbrıs Türk toplumu için ayrılan 259 milyon euro var ve bu yıl içinde, bunun uygulanmasına başlanacak.

Soru: Kıbrıslı Türkler için ayrılan 259 milyon euro konusuna geri dönmek istiyorum. Az önce bu miktarın verilmesi için AB müktesebatının geçerli olması zorunluluğundan söz etmiştiniz. Bazı iddialara göre, AB'nin Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonun kaldırılması yönünde teknik sorunları bulunduğu söyleniyor. Bu doğru mu?
Schreyer: Bana göre, burada önemli olan, Kıbrıs'ın AB üyeliğinin ekonomik olarak büyük bir avantajı var. İç pazarda yer alabiliyor. Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik durumunun iyileştirilmesi için güneyle ticaret ilişkisine sahip olması gerekiyor ki bu bence çok önemli. Komisyon da bu durumun düzeltilmesi ve uygulamanın yapılabilmesi için yollar arıyor .Bu konu da ay sonu karara varılacak. Tabii ki biz, kuzeyden güneye olan ürün geçişlerindeki engellerin azalacağını umuyoruz.
Diğer bir noktada da Avrupa bütçe kurumu bu gelişmeyi destekliyor ve çeşitli programlar için fon ayrıldı. Şu anda Kıbrıs AB üyesi ve tüm programlara katkı koyuyor. Kıbrıs Türk toplumu için durum farklı çünkü müktesebat uygulanmıyor. Biz de şu anda nasıl bir yolla bizim tarafımızdan bir projenin ekonomik yönünde desteklenebileceği üzerinde çalışıyoruz. Bu projeler neler olabilir ve bunlara nasıl yardım edilebilir onları araştırıyoruz.
Şu anda önemli bir proje üzerinde çalışıyoruz ki bu da ara bölgenin mayınlardan arındırılması projesi. Bunun çok acil olarak hazırlanması gerekiyor.
Kiprianu: Ben, yasal bütçe çalışmalarının uyumlaştırılmasını da eklemek de istiyorum. Böylece ticaretten de yararlanabiliriz. AB içinde belli kısıtlamalara tabi tutulan bazı ürünler,
üretimin uyumlaştırılması sürecine girmesiyle AB'nin güney pazarında yer alabilecek. Bu da uyumlaştırmanın getirdiği bir yarar olacak.

Soru: Peki, AB Yeşil Hat Tüzüğü'nden memnun mu? Bu konuda pratikte pek çok sorunlar var...
Kiprianu: Bu şu anda devam eden bir süreç. Bu tüzük benimsendi ancak uygulama yönünde tüzük olması lazım. Teknik işlemlere gerek var. Bu da şu anda devam eden bir hazırlık sürecinde bulunuyor. Komisyonun düzenlemesine ihtiyaç var ki sanırım bu da ay sonu benimsenecek.
Soru: Geçtiğimiz haftalarda AB'nin vergi konusundaki uzmanları Kıbrıs'a gelmiş ve incelemelerde bulunmuşlardı. İncelemeler sırasında KKTC'den yapılan ihracat ve itaat konusunda KDV'de sorunlar olduğu saptanmıştı. Bunun dışında başka sorunlar da görüldü mü? Bu konu AB merkezinde tartışıldı mı? Sorunların çözümü için önerileriniz var mı?
Kiprianu: Sanıyorum KDV olayını uygulamanın işleyişi içinde ele almak gerekiyor. Bu olay halen devam ediyor ve sanıyorum çözümü de yakınımızda.
Soru: Ne gibi bir çözüm düşünüyorsunuz?
Kiprianu: Bunu analiz etmemiz gerekiyor...
Schreyer: Şunu hatırlatayım ki adanın kuzeyinde AB müktesebatı askıya alınmış durumda. Bu nedenle yeni çözümler olamaz. Bizim, adanın yeniden birleşmesi konusunda kararlı olduğumuz yönündeki tutumumuz çok açık. Bu bizim hedefimiz. Adanın kuzeyindeki insanların 'evet' oyunu takdirle karşılıyoruz. Umarız ki birleşme yönündeki bu kararlılık gelecekte de devam eder. Ben ve artık AB için çalışan meslektaşım bu konuyla yakından ilgileniyoruz.
Soru: Bugün (dün) Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile toplantınız olduğunu biliyoruz. Toplantıda hangi konular gündeme geldi?
Kiprianu: Bu soruya dilerse meslektaşım yanıt versin.
Schreyer: Ekonomik durumla ilgili bilgi teatisinde bulunduk ve ticaret konusunu görüştük.

Soru: Kıbrıslı Rum yetkililerle de bir araya geldiniz. Bu toplantılarda neler konuşuldu?
Kiprianu: Bular daha çok finansal konularla ilgili idi. 2007-2013 finansal dönem üzerinde de konuşuldu. Ayrıca yapısal fonlar konusunda da bilgi alışverişinde bulunduk. Genelde konular AB ve Kıbrıs arasındaki finansal ilişkiler üzerine yoğunlaştı.

Soru: Türk yetkililer ekonomik durağanlık ve kronik enflasyonun azaltılması yolunda gösterdikleri başarının ardından, önümüzdeki mart ayında AB ile görüşmelere başlayabilecekleri umudunu taşıyor. Türk ekonomisindeki başarı Türkiye'nin AB'ye girişi yönünde müzakereleri başlatmasına neden olabilir mi?

Schreyer: Üyeliğe girişle ilgili müzakerelere başlamak farklı bir kriter. Türkiye'de pazar ekonomisi var ve uzun yıllardır gümrük birliği uygulanıyor. Bence bu konular Türkiye için engel değil. Türkiye'nin enflasyondan dolayı büyük bir sorunu vardı ve bu sorununu yendi. Burada esas önemli olan insan hakları konusu. Sonbaharda meslektaşım Günter Verheugen hazırladığı raporu sunacak. Bu rapor zaten şu anda komisyonda tartışıldı. Konseye vereceğimiz karar görüşmelerin başlaması yönünde etkili olacak. Bu raporu görmek için bekleyelim.
Soru: Bu raporun Türkiye'nin yararına olabileceğini söyleyebilir miyiz?
Schreyer: Bu konuda bir şey söyleyemem çünkü meslektaşım üzerinde halen çalışıyor. Biz pek çok kez demokrasi ve insan hakları yolunda yapılan reformlardan dolayı duyduğumuz memnuniyeti dile getirdik. Kıbrıs konusu da bunda büyük rol oynuyor. Umarım, bu pozisyonu benimser ve adada ileriki aylarda çözüm bulunması yolunda çaba sarf eder.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder