5 Ocak 2012 Perşembe

"YUNANİSTAN'DAKİ KRİZ MAKEDONYA İÇİN FIRSAT"

HAVADİS GAZETESİ
2011

Yrd. Doç. Dr. Uğur Özgöker, Makedonya’nın AB üyeliği isteğini, Yunanistan’la olan tarihi sorununu ve Balkanlar’daki son durumu Havadis’e değerlendirdi:

“Yunanistan’daki kriz Makedonya için fırsat”

Emine DAVUT YİTMEN
Girne Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Uğur Özgöker, Yunanistan’daki ekonomik krizin, Makedonya’nın Avrupa Birliği’ne (AB) girişi ve iki ülke arasındaki sorunun sona erdirilmesi açısından bir fırsat olarak kullanılabileceğini söyledi.
Özgöker, Yunanistan’ın krizden çıkması için finansal destek sağlayan Almanya ve Fransa’nın, “biz sana borçlarını ödemen için kaynağı sağlıyoruz, sen de Makedonya’ya daha yumuşak bak “yönünde Yunanistan’a baskı yapılabileceğini belirtti.
“Uluslararası ilişkiler güç politikasıdır. Bana kalırsa uluslararası ilişkilerin tek bir teorisi vardır; o da realizm yani gerçekçiliktir” diyen Özgöker, gerçekçiliğin güce dayandığını ve Yunanistan’ın zayıf olduğu bu dönemde, her şeyin yaptırılabileceğini kaydetti.
Makedonya’nın NATO’ya girişinin Yunanistan’la bir ilgisi olmadığını, bunun arkasında Rusya’nın bulunduğuna işaret eden Özgöker, Rusya’nın NATO’nun genişlemesini istemediğini aktardı.
Özgöker, Balkanlar’ın hassas bir konu oluğunu anlatarak “Ne kadar din farklılığını, etnik, kültür farklılığı çıkarsanız da Balkanlarda çatışma, kan eksik olamayacaktır. Büyük güçler de Rusya ve ABD bu kanın eksik olmasını istemiyorlar ki buraya müdahale etsinler. Balkanlar, Batı’nın Doğu’ya açılış kapısıdır. Dolaysıyla her zaman karışık olacaktır. Buranın toplu şekilde birleşmesi zordur. Bu ülkelerin tamamı AB üyesi olursa sorun çözülebilir” dedi.

Yrd. Doç. Dr. Uğur Özgöker, özelde Makedonya, gelende Balkanların içinde bulunduğu durumu Havadis’e değerlendirdi:
Havadis: Yunanistan ve Makedonya arasında, Makedonya’nın isminden ötürü süregelen bir rahatsızlık var. Son olarak Makedonlar, Üsküp’e Büyük İskender’in heykelini dikme kararı aldı. Yunanistan ve Makedonya arsasındaki son durum nedir?
Özgöker: Uluslararası ilişkiler disiplininde Balkanizasyon diye bir terim var. Balkanizasyon bölünme, küçük parçalara ayrılma anlamını taşıyor. Bu tarihten gelen bir şey. Makedonya Krallığı tarihe şan vermiş bir devlet. Bu meyvesini Yunanistan yemek istiyor. Yunanistan, ‘Makedonlar Helen’dir. Onun için Makedonya adını almamalı’ diyor. Bugünkü Makedonya sorunu 1878’de başladı. Tarihte 93 Harbi, Osmanlı’nın en büyük hezimetidir. Sırbistan’ın bağımsızlığı tanındı, Bulgaristan Osmanlı’ya bağlı büyük bir krallık olacaktı, Romanya tamamen bağımsız olmuştu. O zaman Makedonya sorunu başladı. Bağımsız bir Sırbistan ve bağımsız bir Yunanistan vardı. Bu iki ülke gelişince Osmanlının balkanlardaki toprakları ve Bulgaristan toprakları tehdit altına girdi. 1912-1913 Birinci ve İkinci Balkan Savaşları’nda Sırplar, Karadağlılar ve Bulgarlar, Osmanlı’ya karşı savaştılar. O tarihte Makedonya üçe bölündü. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Yugoslavya altı cumhuriyet ve iki özerk bölgeden olan bir federal devlet haline geldi. Makedonya da bunun bir parçası oldu. Makedonların yaşadığı Kosova da özerk bir otonom bölge oldu. Yugoslavya dağılmaya başlayınca Makedonya, 1992 yılında bağımsızlığını ilan etti ve sorun çıktı. BM ve AB üyesi olan Yunanistan Makedonya adını tanımayacağını deklare etti.  Yunanistan ‘Makedonya Yunanistan’dır çünkü tarihi başkenti Selanik Yunanistan’dadır.  Buranın adı Üsküp Cumhuriyeti olsun’ dedi. Makedonlar bunu kabul etmedi. Yunanistan, Makedonya’yı iki yıl tanıttırmadı. BM bu sürenin ardından ‘Eski Yugoslavya’nın Makedonya Cumhuriyeti’ (Former Yugoslav Republic of Macedonia) adıyla tanıdı. Ancak Türkiye, Makedonya adıyla tanıdı. Yunanistan hala Makedonya’ya ‘Büyük İskender’in bayraktan armasını değiştir’ diye baskı yapıp, ‘seni AB’ye almayacağız, veto koyacağız’ diye tehdit ediyorlar.  NATO’nun belgelerinde Makedonya’nın resmi adını Türkiye geçirttirdi.

Havadis: Ancak NATO’da da sorun var değil mi? Yunanistan, Makedonya’nın NATO’ya girişini engelliyor…
Özgöker:  Engelleniyor. Ancak Makedonya’nın NATO’da olması Amerika’nın işine geliyor ve bu konuda Türkiye’yi destekliyor.

Havadis: Makedonya AB üyesi olmak istiyor.Yunanistan tarihi geçmişten gelen isminden dolayı bunu engelliyor. Peki hal böyleyken Makedonya’nın zoru ne de kalkıp Büyük İskender’in heykelini dikti. Bunun Yunanistan’la zaten gergin olan ilişkileri daha da gereceğini düşünmediler mi?
Özgöker: Her ülke tarihi simgelerini diker. ‘Ben Makedonyayım, İskender benim Kralımdır’ diyor. ‘Yunanistan ise Makedonya bizimdir, Helendirler’ diyor. Böyle saçma sapan bir şey olmaz. Yunanlılar Batı Trakya’daki Türklere de Türk demiyor; ‘Müslüman Azınlık’ diyor. Yunanistan’ın politikası bu.

Havadis: Makedonya’daki son seçimlerde Nikola Gruevski yeniden iktidara geldi. Batılı diplomatik kaynaklar, Gruevski’nin yeniden seçilmesiyle Yunanistan’la olan tartışmalarda herhangi bir açılım sağlanamayacağını ve AB ile NATO üyeliği girişiminin durağan kalacağını söylüyor. Ayrıca bu durum, yabancı yatırımın ülkeye gelişine engel olarak görülüyor. Son seçim sonuçları ilgili ne düşünüyorsunuz?
Özgöker: Siyasi politika her zaman ekonomik politikayı etkiler; fakat Makedonya bundan kurtuldu. 2 milyon nüfuslu bir ülke. Avrupa’nın Doğu’ya açılış kapısı olduğu için çok sayıda Alman, Avusturya, Türk ve Fransız firmaları yatırıma geliyor. Makedonya ekonomik politikaları ilk liberalleştiren Balkan ülkesi. Makedonya’nın ekonomik durumu mutlaka halledilecektir. NATO’ya girmesi konusu, Yunanistan’ın vetosuyla ilgili değil.

Havadis: Peki neyle ilgili?
Özgöker: Rusya ile ilgili. Rusya NATO’nun genişlemesini istemiyor. Örneğin şu anda Ukrayna’nın başında Rus taraftarı bir yönetim var. Bir önceki yönetim AB taraftarıydı, Gürcistan da NATO’ya girmek istiyordu. Amerika da bu ülkeleri istiyordu. Rusya kıyameti kopardı. Bu ülkeler Makedonya da dahil NATO’ya girerse bana karşı bir tehdit , bir savaş nedendir dedi. Onun üzerine Amerika üsteleyemedi. NATO içersinde de birtakım sorunlar var.  Fransa da NATO’nun genişlemesini pek istemiyor. Almanya, Rusya ile sorunlar yaşamak istemiyor. Dolaysıyla Makedonya’nın NATO’ya girişi, şimdilik dondurulmuş durumda görünüyor.

Havadis: Yunanistan’da şu anda ekonomik kriz var. Bunun siyasi yansımaları sonucunda, Makedonya’ya karşı bir yumuşama olabilir mi?
Özgöker: Kendiliğinden yumuşamaz. Bunu AB yumuşatabilir. AB 100 milyar Euro kadar finansal kaynak sağladı. Şimdi bir o kadar da daha sağlanması peşinde. Finansal açıdan tüm yük Almanya’nın üzerinde. Almanya ve Fransa isterlerse  Yunanistan’a baskı yapıp ‘biz sana borçlarını ödemen için kaynağı sağlıyoruz , sen de Makedonya’ya daha yumuşak bak’ diyebilirler. Uluslararası ilişkiler güç politikasıdır. Bana kalırsa uluslararası ilişkilerin  tek bir teorisi vardır; o da  realizim yani gerçekçilik. Bu da güce dayanır. Güçle istediğini yaptırabilirsin. Yunanistan bu dönem zayıf. Bu dönem Yunanistan’a her şeyin yaptırılması gerekiyor. Bunu, arkasında Rusya olan Almanya yaptırabilir.

Havadis: Almanya, Makedonya’nın dostu  mu?
Özgöker: Makedonya’da en büyük yabancı sermaye Almanya’ya ait. Almanya’nın tarihsel bir Doğu politikası vardır. Almanya büyük fedakarlıklara NATO’nun ve AB’nin Doğu’ya doğru genişlemesini Polonya’nın, Romanya’nın girmesini destekledi. Yükün yüzde 70’ini Alman bütçesi karşıladı.

Havadis: AB gerçekten Makedonya’nın girmesini istiyor mu? Yoksa ister gibi görünüp gerçekte Yunanistan’ın arkasına mı saklanıyor?
Özgöker: Makedonya tarihi olarak Avrupa’da yer alıyor. Avrupa’ya iktisadi bir yük getirmeyecek; çünkü 2 milyon nüfusu var. Ayrıca, Hıristiyan ve Almanya, Avusturya, İsviçre gibi kuzey ülkelerinin Akdeniz’e açılış yolu üzerinde. Bunlara net katkı sağlayacak bir durumda. Bence AB Makedonya’yı istiyor. İsminin de Yunanistan dışında diğer AB ülkeleri için bir önemi yok.

Havadis: Sırbistan’da son olarak Miladiç yakalandı. Miladiç’in yakalanması, AB üyesi olmak isteyen Sırbistan için itici bir unsur olarak görülüyor. Ayrıca Kosova ile sorununu çözme yönünde mesaj verirse AB’ye girişinin kolaylaşacağı gözüyle bakılıyor. Sırbistan’ın AB üyeliğine girişi konusunda ne düşünüyorsunuz?
Özgöker: Sırbistan ekonomik nedenlerden ve siyasal izolasyondan kurtulmak için AB’ye girmek istiyor. AB üyeliği için Sırbistan’dan savaş suçlusu generallerin teslimini yapması istendi. Hırvatistan’a da aynı koşulu koymuşlardı. Hırvatistan buna uymadı ama 3 Ekim 2005’te üyelik müzakereleri başladı. Hırvatistan’ın bu yıl sonunda ya da en geç gelecek yıl tam üye olması bekleniyor.Sırbistan, Kosova’nın  bağımsızlığını tanımak zorunda.Öte yandan Amerika ve Avrupa tarafından Sırbistan küçültülüyor. Sırbistan bunun farkında ve bundan kurtulmak için AB’ye girmek istiyor. Sırbistan’dan üyelik için çok şey istenecek.Kosova’nın bağımsızlığını mutlaka tanıyacaktır;çünkü 1999 beri fiilen oraya Amerika sonra Avrupa kuvvetleri girdi.

Havadis: 2009 yılındaki seçimlerden sonra Arnavutluk paralize olmuş durumda. Ülkede yolsuzluk var, ekonomik durum kötü, AB ile müzakereler durdu. Balkanlardaki bu denklem içinde Arnavutluk’un yeri nedir?
Özgöker: Arnavutluk dünyadaki son otarşi devlettir. Yani kendi kendine yeterli bir devlet. Sosyalist zamanda, Sovyetler Birliği’nden kopuk, Çin’e bağlı bir devletti. Komünizmin en sertini uyguluyordu. Ülkenin ekonomik olarak toparlanması çok zor. Ülkede yarı Müslüöan yarı Hıristiyan bir nüfus var. Kosova’nın yüzde 90’ı Arnavut, Makedonya’nın yüzde 30’u Arnavut. Arnavutlar birçok toprağın içinde kaldılar. Ülkenin Yunanistan ile sorunu var. Kosova, Arnavutluk’la birleşmek istiyor. Arnavutluk önce ekonomik sorunlarını çözmek zorunda. Daha sonra siyasi sorunlara geçecek. Balkanlar’da en son AB’ye girecek olan ülke Arnavutluk.

Havadis: Ekonomik sorunları çözme yönünde herhangi bir plan uygulanıyor mu?
Özgöker: Özelleştirme, yabancı sermaye ile ilgili bir şeyler yapıldı. Ancak bunlar, çok yetersiz. Avrupa da Arnavutluk’a çok önem vermiyor; çünkü çok içine kapalı bir devletti. Ülkenin yeniden modernizasyonu zaman alacak.
Balkanlar hassas bir konu. Ne kadar din farklılığını, etnik, kültür farklılığı çıkarsanız da Balkanlarda çatışma, kan eksik olamayacaktır. Büyük güçler de Rusya ve  ABD bu kanın eksik olmasını istemiyorlar ki buraya müdahale etsinler. Balkanlar, Batı’nın Doğu’ya açılış kapısıdır. Dolaysıyla her zaman karışık olacaktır. Buranın toplu şekilde birleşmesi zordur. Bu ülkelerin tamamı AB üyesi olursa  sorun  çözülebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder