5 Ocak 2012 Perşembe

"AYAKLANMALAR RADİKAL DEĞİŞİKLİK GETİRMİYOR"

HAVADİS
2011

Doç. Dr. Moncef Khaddar, Tunus ve Libya’da yaşanan ayaklanmaları ve son durumu Havadis’e değerlendirdi:


“Ayaklanmalar radikal değişiklik getirmiyor”

Emine DAVUT YİTMEN

   Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Moncef Khaddar, Tuus ve Libya’da yaşanan ayaklanmaların, radikal değişiklik olarak kabul edilmeyeceğini söyledi.
   Doç. Dr. Khaddar, Libya ve Tunus’daki rejimlerde alttan yukarı bir değişiklik olduğunu, nicelik açısından geçmiş rejimle bağların koparıldığını belirterek, “Ancak aynı zamanda geçmiş rejimin elitleri direnişe devam ediyor. Bir devrimde geçmiş rejimden tamamen kopmuş insanların birliği sağlanmalı. Ancak, Libya ve Tunus’taki geçiş döneminde çoğu insan, reform kartını başarılı oynayan eski rejimden geliyor. Bu, tam anlamıyla bir devrim değil” dedi.
    Tunus’taki yeni rejimle birlikte bazı değişiklilerin olduğunu, ancak bunların sınırlı kaldığını, direnişin halen sürdüğünü anlatan Doç. Dr. Khaddar, Zeynel Abidin Bin Ali’nin Başbakanı olan Muhammed Gannuşi’nin geçici hükümetin de başbakanı olduğuna ve geçmişten ciddi şekilde kopulamadığına dikkat çekti.
    Libya’daki ayaklanmanın en başından beri barışçıl olmadığını, silahlı bir ayaklanma olduğunu anlatan Doç. Dr. Khaddar, Kaddafi’nin nereye kadar gücünü kaybettiği veya siyasi, askeri oyunlarla olan birliğini görmenin şu an için çok zor olduğunu dile getirdi.
   Bingazi’deki  geçici hükümeti Birleşik Krallık, İtalya gibi ülkelerin tanımayacağı yönündeki açıklamalara rağmen, bu hükümeti tanıyacak ülkelerin de varolduğuna işaret eden Doç. Dr. Khaddar, Tunus’taki yeni rejimin hükümetinin de Kaddafi ile ilgili farklı kartlarla oyun oynadığını aktardı.

   Aslen Tunuslu olan Doç. Dr. Moncef  Khaddar, Tunus’taki ayaklanma sonrası ve Libya’daki son durumla ilgili Havadis’in soruları yanıtladı:
Havadis: Kaddafi rejiminin tehlikeye girmesi beklenen birşey miydi?  Niye şimdi ayaklanma şimdi yapılıyor?
Cevap: Tüm bu ayaklanmalarla ilgili şu soru var. Siyasi bir parti veya dış güçler bunun olmasını bekliyor muydu? Hayır; bu bir sürprizdi. Libya’dan Tunus’a kadar olan ayaklanmalara bakacak olursak akademisyenler, bu ayaklanmaların sözkonusu bölgedeki rejimlerden kaynaklanan mağduriyetle alakalı olduğunu söylüyorlar.

Havadis: Dünyayı etkisi alan ekonomik krizin bu ayaklanmaları tetiklediğini söylebilir
miyiz?
Cevap: Herkes, bu rejimlerin gerçeğini biliyor. Bu rejimlerden siyasi, ekonomik, kültürel açıdan ne kadar çok olumsuz etkilenildiği ve buna olan kızgınlık küçümsendi. Bu rejimlerin içerideki ve dışarıdaki destekçileri kendi durumlarına fazla değer verdiler.

Havadis:Dışarıdaki destekçiler derken neyi kastediyorsunuz?
Cevap: Bölgede kendi kendilerini desteklediler. Yani Kaddafi, Zeynel  Abidin Bin Ali rejimini, Bin Ali de Kaddafi rejimini  destekledi. Ortadoğu ve Arap Birliği’nde kendi aralarında bilgi alışverişi yaptılar. Suriye’de Esad, Filistin’in birliği için işbirliği yapıyorken, aslında gerçekte iktidarda kalma işbirliği yapıyordu. Bir de hepsi maddi olarak refah açısıdan da işbirliği yapıyordu.  Mısır’dan Libya’ya kadar bu rejimler büyük servetler yaptılar ve insanları baskı altına alacak araçlar koydular.  Medyayı kontrol ettiler. Sonuçta, örneğin Tunus’ta  1998 yılında olumlu bir imajla  halkın karşısına çıktılar. 1998 yılında Bin Ali iktidara geldiğinde akademi dünyasındaki pek çok kişi, Bin Ali’yi insan haklarına daha çok önem veren yeni bir lider olarak takdim etti.  1998 yılından son ayaklanmaya kadar geçen dönmede, güvenlik güçlerinin de dahil olmasıyla üniversitelerin hukuk fakültesindeki akademisyenler, bu rejimin bir yerde yasallığını yürütenler oldu. Fransa, Bin Ali’yi insan hakları şampiyonu ilan etti. Kaddafi ise 2005’te negatif olan imajını değiştirmeyi başardı.
Tunus’taki ayaklanmanın ardından Bin Ali’nin Başbakanı  olan Muhammed Gannuşi şu anda geçici hükümetin başbakanı olarak kaldı. Gannuşi, Bin Ali’ye çok yakın biriydi ve Bin Ali rejiminde neler döndüğünü bilmemesi imkansızdı. Eğer Tunus’taki son durumu devrim ayaklanması veya radikal değişiklik olarak kabul ediyorsanız, o zaman niye bu insanlar halen ortalarda dolaşıyor?
          
Havadis: Yani Tunus’ta rejime karşı yapılan ayaklanmanın ardından, aslında pek de bir şeyin değişmediğini mi söylüyorsunuz?
Cevap: Değişiklik var; ama bunlar sınırlı değişiklikler. Direniş halen devam ediyor. Şu anda medya bağımsızlığına kavuştu, pek çok siyasi parti kuruldu. Yozlaşmaya ve baskıya neden olan kişilerin mahkemeye çıkarılması bekleniyor. Yani sokağı eskisi gibi kontrol edemiyorlar. Tunuslular daha önceden dünyadaki herhangi bir konu ile ilgi gösteri yapamıyorlardı.
Kurucu Meclis’in oluşturulmasına ve meclisin seçilmesinden sonra yeni anayasasının hazırlamasına karar verildi. Ancak gerçekten geçmişten ciddi şekilde kopulabilecek mi? Burada sorun, Bin Ali ve diğerleri değil; yani insanlarla ilgili sorun değil.

Havadis: Sorun, Bin Ali ve destekçileri değilse, nedir? Neyin arkasına dayanıyorlar?
Cevap:  Sistem; Tunus’taki düzen, bölgedeki düzen. Ekonomik, kültürel, askeri düzenler bu insanlardan ortaya çıkıyor, ama neticede insanlar da bu sistemden güç alıyor. Sistem dışındakiler ise güçlerini ordu ve bürokrasideki organlarından alıyor. Tunuslular değişikliğin rejimin kendisinin değil, rejim içinde değişikliğin olduğunu söylüyor. Ocak ayından sonra, 20 yıl önce ülkedeki baskıdan dolayı yurtdışına kaçmış insanlar ülkeye gelmeye başladı. Bunlar arasında laik Tunuslular da var, İslamist gruplardan olan insanlar da var. Bu her iki kesim de ülkedeki diktatörlükten zarar gördüler. Şimdi tüm bunlar, nereye kadar diktatöre ve yardımcılarına meydan okuyabilecek? Bu arada ordunun rolü bize hiç söylenmiyor. Medyanın neden polis devleti tarafından yapılan, ordu ve otokrata yakın entelektüeller tarafından desteklenen baskıyı küçümsediğini anlamıyorum. Bize bunun modernizasyon açısından pozitif bulunduğu ve tehdidin ya İslamcılardan ya da sol görüşlü insanlardan geleceği söyleniyor. Burada şahit olduğumuz, geçiş döneminde içerideki güçlerin durumdan yaralanmalarıdır. Diktatörlük; siyasi, ekonomik ve saygınlık açısından alacağı yaraları sınırlamaya çalışıyor. Dışarıdakiler, ‘biz diktatörlükler ve otoriter rejimleri desteklemiyoruz, geçiş dönemindekileri destekliyoruz’ diyorlar ama bu destek acaba nereye kadar yapılıyor? Açıkçası pek bir şey bilmiyoruz; bu devam eden bir süreç.

Havadis: Altı ay içinde parlamento seçimlerine gidilecek. Tüm bu söyledikleriniz dikkate alındığında, seçim döneminde kimin iktidara gelebileceğini kesin olarak tahmin edebiliyor muyuz?
 Cevap: Otokrasi kaybetti. Buna şüphe yok. Şimdi liberalleşme olacak,  ancak bunun nereye kadar popüler taleplere gerçekten cevap verebileceği veya ne kadar gerçek bir dönüşüme yol açacağı riski bulunuyor.

Havadis: Libya’daki ayaklanmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Cevap: Libya’daki ayaklanma en başından beridir barışçıl bir ayaklanma olmadı. Silahlı bir ayaklanmaydı. Burada bir belirsizlik var. Bazı akademisyenler ve ülkeler,  Libya’nın işgal edilmesinden hoşlanmadı. Rusya son olarak Bingazi’deki geçici hükümetle resmi temas kurmak istediğini açıkladı.

Havadis: Kaddafi direnmeye devam ediyor ama…
Cevap: Şu anda belirsizlik var. Kaddafi’nin  nereye kadar gücünü kaybettiği veya siyasi ve askeri oyunlarla olan birliğini görmek şu an için çok zor. Yine de artık Libya’yı eskisi gibi yönetmesinin imkanı olmadığı söyleniyor. Bence Libya, Kadaffi’den her şekilde kurtulmalı.

Havadis: Bu müdahale daha ne kadar sürecek? Kaddafi direnişten vazgeçene kadar mı yoksa öldürülene kadar mı?
Cevap: Eğer ülkeden ayrılsaydı çok daha iyi olurdu. Bir taraftan müdahalenin kötü olduğu söyleniyor, diğer taraftan eğer ülkeden ayrılsaydı müdahale olmazdı deniyor.

Havadis: Sizce Libya’dan ayrılması için zaman daralıyor mu?
Cevap: Birleşik Krallık ve İtalya gibi bazı ülkeler geçici hükümeti tanımayacaklarını resmi olarak açıkladılar. Ancak bu hükümeti destekleyecek olanlar da var. Bilmediğimiz pek çok şey var.Cezayir, Kaddafi’ye yardım ediyor olabilir, ama bu çok net değil. Ayrıca Tunus’taki yeni rejim hükümeti, Kaddafi ile ilgili farklı kartlarla oyun oynuyor. Eğer Kaddafi iktidarda kalacaksa onunla sorun yaşamak istemiyoruz, bu durumda onu destekleriz; tersi durumunda yeni rejimi desteklemekten yanayız diyorlar. 

Havadis: Libya’daki bu ayaklanmaya ne olacak?
Cevap: Eğer lidersiz oldukları öne sürülen ayaklanmalara dikkat edilmezse direnişleri de bir o kadar ciddi olur.

Havadis: Libya’yı geçiş döneminde ne bekliyor?
Cevap: Libya’dan Tunus’a bakıldığında tüm bu rejimler altında yaşayan insanların ezilmiş olduğunu ve bir kez daha eskisi gibi olmayacaklarını görüyoruz. Rejimlerde alttan yukarı bir değişiklik var. Nicelik açısından geçmiş rejimle bağlar koparıldı. Ancak aynı zamanda geçmiş rejimin elitleri direnişe devam ediyor. Bir devrimde geçmiş rejimden tamamen kopmuş insanların birliği sağlanmalı. Ancak, Libya ve Tunus’taki geçiş döneminde çoğu insan, reform kartını başarılı oynayan eski rejimden geliyor. Bu, tam anlamıyla bir devrim değil. Bu aşamada geçmiş geçmişte bırakılmalı ve bir sonraki aşamaya geçilmeli. Yani bu geçmişteki yozlaşmış rejimle değil, yeni elitlerle olmalı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder