5 Ocak 2012 Perşembe

"HAMAS İKTİDAR OLMAK İSTİYOR"

 HAVADİS GAZETESİ
2011


Doç Dr. Ercan Gündoğan, Filistin’de El Fetih – Hamas arasında imzalanan tarihi anlaşmanın perde gerisini Havadis’e değerlendirdi:

“Hamas iktidar olmak istiyor”


Emine DAVUT YİTMEN

   Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ercan Gündoğan, El-Fetih ile Hamas arasında imzalanan anlaşmayı, Hamas’ın iktidara gelmek için bir fırsat olarak değerlendirdiğini söyledi.
   Doç. Dr. Gündoğan,  Hamas’ın destekçisi olan özellikle İran ve Suriye’nin durumunun şu anda tehlikede olduğu, dolaysıyla Hamas’ın da kendine bir çeki düzen vermek zorunda kaldığını belirterek, “Yani sözde İsrail düşmanlığını bırakıp, Filistin’in esas hakimi El Fetih’le tekrar anlaşmak istiyor. Bence, bu anlaşmanın sonunda tüm Afrika ülkelerinde olan bir şey olacağını ümit ediyor. O da Müslüman Kardeşler bugün her yerde ya ana muhalefete geçtiler ya iktidara ortak oldular. Anladığım kadarıyla El Fetih’e karşı da Hamas, böyle bir fırsatı değerlendirmek istiyor” dedi.
   El Fetih’in herkesin sahip çıkmak istediği, ama kimsenin içine almak istemediği gerilla, mülteci, yoksulluk sorunlarına sahip olduğuna işaret eden Doç Dr. Gündoğan, Müslüman Kardeşler’den türeyen, ancak İsrail’in bir ürünü olan, özellikle Suudi Arabistan fonlarıyla desteklenen Hamas’ın, El Fetih’in eski misyonunu, dinci çerçevede formüle edip kitlelerin desteğini aldığını ifade etti.
      Doç Dr. Gündoğan, anlaşma olmak üzereyken iki tarafı anlaşma imza törenine çağırmak yerine, tekrar müzakere yapmalarını istemesi ve  Hamas’a da eğilim göstermesi nedeniyle arabuluculukta Türkiye’nin devre dışı kaldığını anlatarak,  “Mısır, sınırından dolayı bir terör sorunu yaşıyor. Bu sorunun bitmesini istiyor; sınır güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Mısır, İsrail ve ABD adına da bu sorunu çözmek istedi. Aynı zamanda Mısır’da Müslüman Kardeşler son olarak parlamentoya girmişlerdi. Müslüman Kardeşlerin artık çok güçlü olduğu bir Mısır’da, Müslüman Kardeşler’in uzantısı olan Hamas’ı ikna ederek, El Fetih’le masaya oturtmak da çok normal bir şeydir” diye konuştu.

Seçimlerde Hamas birinci parti olur
   Doç. Dr. Ercan Gündoğan, en son 2006 seçiminde Hamas’ın büyük bir güç kazandığını, El Fetih’in muhalefete düştüğünü anımsatarak, “Hamas, en az 2006’daki seçim sonuçlarını yakalar. Yani birinci parti olur. El Fetih, yıllardır yönetmiş olmanın getirdiği dezavantajları yaşıyor. Kitleler, İsrail’e karşı radikal İslam’dan çok etkilenmiş durumdalar” dedi.
   Bu durumun, İslami devlet kurulması sonucu getirmeyeceğini vurgulayan Doç. Dr. Gündoğan, İslamcı hareketlerin hükümet olunca radikalliklerinin azaldığını dile getirdi.

Doç. Dr. Ercan Gündoğan, Filistin’de tarihi anlaşmaya neden olan zemin ve El-Fetih ile Hamas’ın ülkedeki fonksiyonları konusunda Havadis’e konuştu:

Havadis: Filistin’de, El Fetih ve Hamas arasında imzalanan anlaşma bir iç barışı öngörüyor. Bu anlaşmanın zamanlaması niye şimdi?
Cevap: Ortadoğu’da Arap coğrafyasında olup bitenlerin hepsi tesadüfen olmuyor. Belli ki bir makro planın parçası. Arap coğrafyasının ve Ortadoğu’nun bir merkezi, bir de çevresi var. Merkez İsrail, Filistin, Suriye, Lübnan’ın olduğu bölge. Tüm problemler oradan çıkıyor ve bütün müdahaleler de oraya yapılıyor. Filistin meselesi de Arapları hem birleştiren hem parçalayan bir olay ve tarafları var. Tarafları da birbirleriyle sürekli öne geçmeye çalışıyorlar. El Fetih ve Hamas’ın köklerinden gelen birtakım sorunlar var. El Fetih,  Filistin Kurtuluş Hareketi’nin ulusalcı sol kanadını temsil eden, 1965’lerden bu yana bu hareketin sözcülüğünü yapan, örgütlenmesini sağlayan hareket. Yaser Arafat’ın El Fetih partisi, Filistin Kurtuluş Örgütü’nü denetliyordu ve ona hakimdi. Ancak, FKÖ sanıldığı gibi tüm Arap ülkeleri tarafından desteklenmedi. Örneğin Ürdün, her zaman mesafeliydi; hatta gerillalara karşı katliamlar yaptı. Suudi Arabistan da FKÖ’nü hiçbir zaman gerçek anlamda benimsememiştir. Suriye de FKÖ ile sorunlar yaşamıştır.

Havadis: Niye bu ülkeler FKÖ’nü benimsemedi ve sorunlar yaşadılar?
Cevap: FKÖ ve Filistin hareketi, gittiği yerde iç politikada çok radikal değişiklikler yapıyor. Yani sistemi istikrarsızlaştırıyor. Yüzbinlerce Filistinli ve Filistinli gerillalar, iç çatışmalarda taraf tutabiliyorlar. Bütün iç dengeleri değiştiriyorlar. Bu, Ürdün’de oldu; hatta Ürdün’de Filistin gerillaları devleti neredeyse devirmek üzereydiler. Kral tarafından Ürdün’den kovuldular; kovulanlar Lübnan’a gitti. Lübnan’da iç savaş vardı ve Filistinli gerillalar iç savaştaki güç dengelerini değiştirdi. Müslümanların tarafına geçip, Hıristiyanları zayıflattılar. Arkasından da Suriye müdahale etmek zorunda kaldı. FKÖ El Fetih, kendi içinde değerlendirilecek bir örgüt değil. Herkesin sahip çıkmak istediği ama kimsenin içine almak istemediği gerilla, mülteci, yoksulluk sorunuyla dolu bir sorundur. Diğer taraftan bakacak olursak Hamas hiç de yeni bir hareketin parçası değil. İngilizler 1928-29 yılında Müslüman Kardeşleri kurdu. İlk Mısır’da kuruldu. Yoksulluğu, dini kullandı ve devletin otoriter olmasından kaynaklanan demokratik talepleri kendine toplamaya başladı.1940’larda da Seyit Kutup tarafından bugün bilinen bütün radikal politik İslamcı hareketlerin temelini oluşturan bir çizgiye oturdu. Hamas, Müslüman Kardeşler’in 1960-70’lerde Filistin’de örgütlenmiş halidir. ABD, Soğuk Savaş Dönemi’nde bu radikal hareketleri destekledi ve büyüttü.

Havadis: El Fetih’ten memnun olmayan Suriye, Ürdün ve  Suudi Arabistan, Filistin’de Hamas’ın örgütlenmesine bir şekilde göz yummuş olabilirler mi?
Cevap: Kesinlikle. Suriye için diyemeyiz ama Suudi Arabistan, Hamas’ı hep destekledi, ABD destekledi, çok daha ilginci İsrail, Hamas’ı destekledi, kolladı. Özellikle 1980- 90 arasında FKÖ’nün bölünmesi için Gazze şeridinde, hatta Batı Şeria’da bile Hamas’a göz yumdular. Bugün İsrail’in şikayetçi olduğu, yıllardır uğruna defalarca Gazze’ye girip çıktığı Hamas, İsrail’in ürünüdür. Hamas, Suudi Arabistan fonlarıyla da desteklenmiş bir hareket. Bu hareket Sunni bir hareket olmasına rağmen, İran tarafından da destekleniyor. Zaman zaman El Fetih’e ve İsrail’e karşı İran’ın dostu olan Suriye tarafından da desteleniyor. Dolaysıyla Ortadoğu’da kim kimin dostu bunu anlamak çok zor. İsrailliler, Hamas’ı ilk başta Yaser Arafat ve El Fetih’e karşı güçlendirdiler ya da kolladılar. Fakat bu İslamcı terör hareketlerinin tipik bir özelliği çok fırsatçıdırlar ve güçlenmek için düşman-dost ayrımı yapmazlar; çok pragmatiktirler ve İsrail tarafından desteklenip, arkasından İsrail’e füze fırlatmaya başladılar. İsrail de defalarca Filistin Yönetimi topraklarına girip çıktı. Neden şimdi bir araya geldiklerine dair bazı senaryolar var. Biri, Hamas’ın destekçisi olan özellikle İran ve Suriye’nin durumu şu anda tehlikededir. Dolaysıyla Hamas da kendine bir çeki düzen vermek zorunda hissediyor. Yani gerekli uyarıları aldıktan sonra, sözde İsrail düşmanlığını bırakıp, Filistin’in esas hakimi El Fetih’le tekrar anlaşmak istiyor. Bence, bu anlaşmanın sonunda tüm Afrika ülkelerinde olan bir şey olacağını ümit ediyor. O da Müslüman Kardeşler bugün her yerde ya ana muhalefete geçtiler ya iktidara ortak oldular. Anladığım kadarıyla El Fetih’e karşı da Hamas, böyle bir fırsatı değerlendirmek istiyor. Hamas, son 5-6 yıldır sadece Gazze şeridine sıkışıp kalmış durumda. İsrail’le de sürekli bir terör var. Hamas zaten amacına ulaştı; Filistin hareketini ulusal sol çizgiden uzaklaştırdı. Bunu yaparken ilk başta şeriat devleti kuracağını, İsrail’i ortadan kaldıracağını ilan ediyordu. Bunu da El Fetih’in devlet olmasından kaynaklanan bir yığın sorunu kullanarak (yoksulluk, devletin çürümüşlüğü, El Fetih ve Yaser Arafat’ın İsrail’le uzlaştığı) İsrail karşıtlığı ve İslamcı perspektifiyle güç kazandı.

Havadis: FKÖ’nün hareketi uzun bir dönemden geçti; fakat meyvesini veremedi. Bu yüzden de halk desteğini yitirdi. Yani bir yerde El Fetih, Hamas’la anlaşma yapmaya mecbur mu kaldı?
 Cevap:  El Fetih, Filistin hareketini her ne kadar belli bir noktaya kadar getirdiyse de ileriye gidemedi. Mesela devlet kuramadı, işgal edilen toprakları tekrar alamadı ve ekonomik olarak da çok başarısız. İşsizlik, yoksulluk sürekli artıyor. Yüzbinlerce Filistinli başka ülkelerde yaşıyor. Hamas da El Feth’in o eski misyonunu, dinci çerçevede formüle edip kitlelerin desteğini aldı. Suudi Arabistan, İran ve muhtemelen İsrail’in finansal desteği ile kitlelerin gönlünü kazandı. Hastaneler, okullar, yoksullara yardımlar, dini vakıflar, hizmetler, Filistin sorununu gerçekten çözeceklerine dair insanlara verdikleri umut ve gençlerin düşkün olduğu militanlığı kullanarak buralara kadar geldi.

Havadis: Genelde Hamas, bir terör örgütü olarak görülüyor. Ancak, TC Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas’ı hiçbir zaman bir terör örgütü olarak görmediğini söylüyor. Hamas bir terör örgütü mü, değil mi?
Cevap:  Siyasal amaçlarla silah kullanıyorsanız, sözlük anlamında teröre giriyor ve her ülkenin de kendi teröristleri var. ABD, AB Hamas’ı terörist kabul ediyor. Türkiye, Rusya, Çin terör örgütü olarak kabul etmiyor. Ancak şu da var, Hamas’ı ABD’ye karşı bir denge unsuru olarak da görüyorlar. 3-4 büyük güç kim öne geçtiyse o, diğerini destekleyerek dengeyi sağlamaya çalışıyor. Bu açık ve nettir. AKP hükümeti 50-60 yıllık politikasında olan El Fetih çizgisini desteklemeyi bıraktı. Onun yerine Hamas’ı destekliyor. Birincisi Hamas, Müslüman Kardeşler örgütünden geliyor ve ideolojik bir yakınlık olduğu belli.

Havadis: O nedenle mi Türkiye arabuluculuk yapmaya çalıştı? Ancak başarmadı; Mısır arabuluculuk rolünü üstlendi…
Cevap: Başaramadı; çünkü Hamas’ın tarafını tutuğunu biliyorlar. Bir arabulucu objektif değilse, taraflardan birini tutuyorsa taraflar bunu kabul etmezler.

Havadis: Peki Mısır daha mı objektif? Hamas’ın Müslüman Kardeşler’den türediğini biliyoruz.  Mısır’ı niye arabulucu kabul ettiler?
Cevap:  Mısır, İsrail’le birlikte hareket eden bir ülke. 1976-77 Camp David anlaşmasından bu yana Mısır, FKÖ hareketini desteklemekten vazgeçti ve sınırından dolayı bir terör sorunu yaşıyor. Bu sorunun bitmesini istiyor; sınır güvenliğini sağlamaya çalışıyor. Mısır, İsrail ve ABD  adına da bu sorunu çözmek istedi. Aynı zamanda Mısır’da Müslüman Kardeşler son olarak  parlamentoya girmişlerdi. Müslüman Kardeşlerin artık çok güçlü olduğu bir Mısır’da Müslüman Kardeşler’in uzantısı olan Hamas’ı ikna ederek, El Fetih’le masaya oturtmak da çok normal bir şeydir. Türkiye bir anlaşma olmak üzereyken, iki tarafı anlaşma imza törenine çağırmak yerine, tekrar müzakere yapmalarını istedi. Hamas’a da eğilim gösterdiği için Türkiye’deki hükümet objektifliğini yitirerek, devre dışı kaldı. Mısır, Türkiye ve İran’a karşı bir nevi tekrar güçlendiriliyor. Ayrıca Müslüman Kardeşler, hatta Hamas, Türkiye’nin bugün geldiği siyasal ideolojik modele çok ilgi duyuyor. Mısır’da ve  Filistin’de, Türkiye’de dokuz yıl önce olduğu şekilde ABD, İsrail yanlısı ılımlı bir İslami hükümet biçimi devreye sokulmuş oldu.

Havadis: Mısır bu durumda, İsrail ile Filistin arasında bir köprü vazifesi görebilir mi?
Cevap: Görebilir. Daha önce de defalarca bunu yaptı. Mısır, Arap milliyetçilik hareketini 1970’lerde terk etti. Mısır, artık Araplarla birlikte hareket eden bir ülke değil. Fakat tüm bu içindeki Müslüman hareketlere rağmen, Hamas bile İsrail’le yıllardır görüşüyor. Artık İsrail’i kabul edecek noktasına da geldiler. Yani Hamas, bir nevi El Fetih’e dönüştü. Tek fark şu, Hamasçılar önceden İsrail devletinin kurulduğu günkü sınırlara ve konuma tekrar dönülmesini, şeriat devletinin kurulmasını istiyordu. Şimdi bunlardan vazgeçtiler. “1967 savaşındaki duruma gelinsin yeter” dediler.  Filistin’deki bütünlük, İsrail’in işine gelmiyor fakat bir de şu var Ortadoğu’daki gelişmelerin sonuçları tam belli değil. Hamas ve İslamcı örgütler, pragmatik ve esnek örgütlerdir. Yani birden El Fetih’in etkisinde kalıp ulusal sol çizgiye de geçebilirler, Suriye’de ve İran’daki rejimler düşmeyebilir. Hamas tekrar güçlenebilir, daha bağımsız hareket edebilirler.

Havadis: El Fetih-Hamas anlaşmasının içeriğine baktığımızda, geçiş hükümeti oluşturulması ve bir yıl içinde Filistin topraklarında seçime gidilmesi öngörülüyor. Geçiş hükümetinde nasıl bir kompozisyon olacak?
Cevap: Ulusal birlik hükümeti, yani bir geçiş hükümeti kuracaklar. Bu hükümette, teknokratlar yönetimi olacak ve haliyle herkesin kendi teknokratı olacak.

Havadis: Seçimlerde durum ne olacak?
Cevap: En son 2006 seçiminde Hamas büyük bir güç kazanarak çıktı. El Fetih, muhalefete düştü. Ondan sonra terör olayları ve İsrail’in bazı milletvekilleri ve bakanları hapse atması nedeniyle fiilen hükümet ve parlamento durdu. Sonra hareket, Batı Şeria ve Gazze diye ikiye bölündü. Şimdi tekrar birleşecekler. Bir yıl sonra tekrar seçim yapacaklar. El Fetih biraz toparlanmış olabilir, ama bence bu son Ortadoğu olaylarından sonra Hamas, en az 2006’daki seçim sonuçlarını yakalar. Yani birinci parti olur. El Fetih, yıllardır  yönetmiş olmanın getirdiği dezavantajları yaşıyor. Kitleler, İsrail’e karşı radikal İslam’dan çok etkilenmiş durumdalar. Yoksullar,  Hamas’ın kaynaklarından bir nevi faydalanıp rahat nefes alıyorlar.

Havadis: Bu durumda, seçimlerle birlikte yeniden şekillenecek olan Filistin’de radikal İslam tehlikesi mi var?
Cevap: İlk başta öyle görünüyor. Fakat şunu unutmamak lazım, İslamcı hareketler de sisteme entegre olup, devlet, hükümet oluyorlar. Hükümet olunca da radikallikleri azalıyor.
İslam bir taraftan sisteme entegre olurken bir taraftan da daha da güçleniyor. Güçlendikçe radikal özelliklerini yitiriyor. Yani iktidara geldiğiniz zaman muhalefetteki halinizi sürdüremiyorsunuz. Dolaysıyla “İslamcılar iktidara geliyor” diye, İslam devleti kurulacak anlamına gelmiyor.

Havadis: İsrail bu durumda ne yapmayı düşünüyor? İsrail - Filistin yakınlaşması veya barışı sağlanabilir mi?
Cevap: İsrail’le Filistinlilerin barışması, Araplar tarafından sadece işgal edilen topraklar aynen  kabul edilirse olur. İsrail, Arapların istediklerinin belki çok azını verebilir. Suriye’nin  Golan tepelerini işgal etmişti, onu verebilir. Ancak bunun için  Suriye’nin, bambaşka bir Suriye olması gerekiyor. Mısır gibi kendine dost bir ülke olması lazım. İsrail, tüm sistemler değişmeden kendine yakın rejimler, ülkeler  ortaya çıkmadan uzlaşmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder